Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ebru Caymaz, çevre ve iklim değişikliği farkındalığına katkı sağlamak amacıyla 11 yıldır Kuzey Kutbu’nda eriyen buzul bölgelerinde ekstrem faaliyetler ve dalışlar yaparak küresel ısınmanın etkilerini görüntülüyor.
Doç. Dr. Caymaz, Küresel ısınmanın etkisiyle İzlanda, Grönland, İsveç, Norveç ve Sibirya’da eriyen buzulların bulunduğu bölgelerde 2013 yılında araştırma yapmaya karar verdi.
Ekstrem sporlarla ilgili çalışmaları da bulunan Caymaz, buzul bölgelerinde yerel halkın desteğiyle yürüttüğü araştırmalarda bu coğrafyadaki değişimleri fotoğraf ve videolarıyla kayıt altına aldı.
Kutuplara yönelik çalışmalarından dolayı Curtis&Edith Munson Vakfının desteğiyle Okyanus Vakfı (Ocean Foundation) ve Antarktika Bilimsel Araştırma Komitesi (Scientific Committee on Antarctic Research) tarafından hayata geçirilen çok uluslu “Kutup Bilimlerinde 100 Kadın Projesi”nde de yer alan Caymaz, çalışmasının sonuçlarını Uluslararası Kutup Haftası etkinlikleri kapsamında, 15 Mart’ta yapacağı sunumla dünya kamuoyuna duyuracak.
Doç. Dr. Ebru Caymaz, AA muhabirine, Grönland’a aralıklarla yaptığı ziyaretlerin ardından Ada ile ilgili 2020’de kuzeyinden güneyine geniş kapsamlı çalışma başlattığını söyledi.
Dalış ve izlenimlerinde vahim sonuçlarla karşılaştığını belirten Caymaz, “Örneğin güneydeki balıkların kuzeye göçtüğünü öğrendik. Güneyde 2016 yılında çok uygun fiyatlı bulduğumuz balıkların fiyatları 2020’de 3 katına çıkmıştı ve pek bulunamıyordu. Çünkü soğuk iklim balıkları ısınan sularla beraber kuzeye göç ediyordu.” dedi.
İsveç’te de çalışmalar yaptığını dile getiren Caymaz, araştırmalarını bilimsel yayınlara dönüştürmeye başlayınca “Kutup Bilimlerinde 100 Kadın Projesi”ne dahil edildiğini, 2024 yılı itibarıyla Uluslararası Arktik Bilim Komitesine bağlı kurulan Bilimsel İşbirlikleri ve Diplomasi Çalışma Grubunda da yer aldığını ifade etti.
İklim değişikliğini akademik olarak takip ettiği bu süreçte başka ülkelerden bilim insanlarıyla çalıştıklarını bildiren Caymaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birlikte çalıştığımız bilim insanlarının çoğu, buzul bölgelerinde araştırmalar yapıyor. Katılımcıların yüzde 90’ı yaz döneminde icra edilen seferlere katılıyor. Kış dönemindeki verilerimiz çok eksik diye çağrılar yapıldı. 2013 yılından beri her kış dönemi buzullara giden bir bilim insanı olarak verileri kaydettim. Çektiğim görüntüler ilgi gördü. Şu an bir hazırlık yapıyorum. 15 Mart’ta sonuçları dünya kamuoyu ile Uluslararası Kutup Haftası’nda ve hemen akabinde Arktik Bilim Zirvesi’nde paylaşacağım. Çünkü iklim değişikliğinde aslında yaptığımız ölçümler yılın bazı dönemlerinde yani birer yıl arayla yaptığımız ölçümler, aslında çok anlamlı sonuçlar ifade etmiyor. En az beşer, onar yıllık olmalı.”
“Erime bu şekilde devam ederse 100 yıl içinde İzlanda’da buzul kalmayacak”
Caymaz, NASA’nın yaptığı çalışmada 207 buzulun incelendiğini, 179’unda kalıcı hasar olduğunun tespit edildiğini aktardı.
Buzullardaki erimeye araştırmalarından örnek veren Caymaz, “Normalde doğa kendini adapte edebiliyor yeniden donma noktasında ancak o kadar geri çekilmişler ki bizzat gördüm; 4 saatte yürüdüğüm yeri 8,5 saatte yürüdüm. Bunları dron görüntüleriyle kayıt altına aldım.” ifadelerini kullandı.
Caymaz, 1 Ocak günü köpekli kızakla başladıkları faaliyette, zeminin sağlam olmaması nedeniyle en kuzeydeki kasabaya ulaşamadıklarını dile getirdi.
Buzullarda ayrışmaya başlayan derin, devasa çatlaklar gözlemlediğini vurgulayan Caymaz, şöyle konuştu:
“Oxford Üniversitesinin davetiyle Oxford Kutup Forumu ile yapmış olduğumuz bir çalışma var. Şu an nihai haline getiriyoruz. Orada ben insani boyutunu işledim. Dolayısıyla artık bunun halk tabanına da yayılması için mücadele veriyorum, çektiğim görüntülerle de dikkat çekiyorum. Özellikle sıfırın altında 45 derecede yapılmış faaliyetler, Sibirya’da yaptığım ölçümler var. İşte orada insanların iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğine dair birtakım sonuçlar ortaya çıktı. İzlanda’ya üç kez gittim ve 2019 yılında çok acı bir şeyle karşılaştım. Orada bir buzul tamamen yok oldu. Ölen buzul için tüm dünyanın ilgisini çekmek amacıyla cenaze töreni düzenlendi. ‘Iceland’ diyoruz, buzlar diyarı ancak erime bu şekilde devam ederse 100 yıl içinde İzlanda’da buzul kalmayacak. 400’den fazla buzul var şu anda ve buzulların hepsi erimiş olacak. Bunları da 15 Mart’ta paylaşacağım.”
Doç. Dr. Caymaz, buzul erimelerini buz üstü, su altı ve dron çekimleriyle kayıt altına aldığını belirtti.
Bu görüntüleri ve uzaktan algılama sistemleriyle yapılan ölçümleri birleştirdiğinde tehlikenin büyüklüğünün ortaya çıktığını vurgulayan Caymaz, “NASA’nın ocak ayında yayınladığı raporda belirttiği üzere erimenin öngörülenden en az 5’te bir daha hızlı olduğunu gösteriyor ki bu Svalbard’da (Norveç’e bağlı takımada) tüm dünyaya kıyasla 4 kat, İzlanda da ise çok daha hızlı, Arktik bölgesinin genelinde de ortalama 3 kat daha fazla.” bilgisini paylaştı.
Erime bu hızda devam ederse 20-25 yıl sonra “iklim mültecileri” başta olmak üzere bazı sorunlar yaşanabileceğini, Türkiye’de de istilacı balık türlerinin görülmeye başladığını anlatan Caymaz, dünya genelinde etkin bir yönetişim süreciyle farkındalık faaliyetlerinin hızlandırılması, bilimsel araştırmaların çeşitlendirilmesi ve iklim değişikliği konusunda radikal önlemler alınması gerektiğini sözlerine ekledi.